Sosyal medyanın dismorfofobik yanı
Toplumdaki güzellik anlayışının her dönemde değişmesi, kişinin daha güzel bir görünüme ve vücuda sahip olma isteği kimi zaman amacından sapabilmektedir. Kişilerde sosyal medyada takip edilen kişilere benzeme düşüncesi ve bir tedavinin gereksiz olduğu yolundaki görüşler, doktorların tavsiyelerine rağmen cerrahi girişim ya da tıbbi tedavi alma istekleri olabilir. Bu haftaki yazımda Beden Dismorfik Bozukluğu(BDB)’ndan bahsederek, dismorfofobi kişilerin estetiğe olan yaklaşımlarını anlatacağım.
Sosyal medyadaki güzellik kavramının yanlış yönlendirici içerikler barındırması ile mükemmellik anlayışı, temelde utanç duygusu ardına gizlenmiş sorunlar doğurabilmektedir. Kusursuz olma isteğiyle sık sık kendinizi ayna karşısında inceliyor, kaygılanıyor ve bu kaygı nedeniyle sosyal hayatınıza eskisi kadar uyum sağlayamıyorsanız, dismorfofobik olabilirsiniz.
Beğenilmeyen her bir nokta için tekrar düşünün
Günümüzde oldukça popüler olan Instagram filtreleriyle kişiler, burnunu dikleştirip yüzünü cilt lekelerinden arındırarak pürüzsüz hale getirebiliyor ve beğenmedikleri bölgeleri filtreler aracılığıyla değiştirebiliyor. Sosyal medya ve gerçek hayat arasındaki bu fark ise genellikle kişileri estetik operasyon yaptırmaya itiyor. Hastalar estetik operasyon yapılsa dahi aynı takıntıdan kurtulamayarak kendini sürekli mutsuz ve kötü hissedebiliyor. Beden dismorfik bozukluğu olan hastaların sözde kusurlarını tedavi etmeye yönelik cerrahi girişimler, dermatolojik yaklaşımlar ya da diğer tıbbi tedaviler hemen her zaman başarısızlıkla sonuçlanıyor.
Dismorfofobi kişilerin vücutlarında hoşnut olmadığı bölgeler hakkında kaygı hissetmeleri ve genelde bu bölgelerde estetik operasyonları uygulanmasının ardından da kaygıları devam etmektedir. Beğenilmeyen bölgeler çok sık kontrol edilebilir, kişiler sıkça saç, makyaj ve kıyafet değiştirmeye müsait olabilirler. Başkalarının fikirlerine başvurarak kusurlarının nasıl göründüğünü sorgulamaktadırlar. Vücuduna ya da yüzüne uygun olmadığı halde beğendikleri ünlülere benzemek için estetik cerrahlara başvuranların sayısında da artış yaşanıyor.
Belirtiler
“Kişinin vücudundaki görünümle ilgili hayali bir kusur ile aşırı ölçüde uğraşıp durması” olarak tanımladığımız dismorfofobinin nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak kişiyi dismorfik olmaya iten etkenler hakkında bilgi sahibiyiz. Depresyonla görülmesinin sıklığı, aile içinde duygudurum bozukluğu ve obsesif-kompulsif bozukluk öyküsünün fazla oluşu ve serotonin üzerinden etki eden ilaçlara olumlu yanıt vermesi gibi etkenler, bu tür hastaların bir bölümünde serotonerjik işlev bozukluğu olabileceğini düşündürüyor. Bu kişiler vücut şekillerini itici ve rahatsız edici bulabilmektedirler. Mevcut algıları nedeniyle psikiyatri kliniklerinden önce plastik cerrahlara, dermatoloji uzmanlarına, diş kliniklerine başvurmaktadırlar.
Güzellikle ilgili abartılı değer yargılarına sahip aile ve alt kültürlerde yetişenlerde, beden görünümünün abartılı biçimde önemsenmesi de bu hastalığın ortaya çıkmasında etkili oluyor.
Dismorfofobisi olanların hemen hemen hepsi, sorunu estetik müdahalelerle çözmeye çalışırken içinden çıkılamaz bir hale de getirebiliyor. Kişiler, ameliyattan sonra duygu durumlarının düzelmediğini görüp başka başka ameliyatlara girişebiliyor. Estetik operasyonların giderek yaygınlaştığı bu dönemde, gerçekten fiziki bir sıkıntı olup olmadığının iyice düşünülmesi ve gereksiz estetik uygulamaların yapılmaması gerekiyor. Estetik cerrahların bu konuda dikkatli olmaları, bu tür hastaları konunun uzmanı psikoterapistlere yönlendirmeleri büyük önem taşıyor.
“Metinde belirtilen işlemlerin uygulanması ve sonuçları her kişinin anatomisine, fizyonomisine ve yaşam kalitesine göre değişiklik gösterebilir. Bahsedilen uygulamadan önce konunun uzmanı bir doktorla görüşülmesini öneririm.”