Türk tarihine kadın damgası
Türkiye’de ilk kez bir kadın tarihçi Doç. Dr. Elvin Yıldırım, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Çin ve Moğolistan’da 1 ayda 7500 km yürüdü ve ezber bozan bir başarıya imza attı. Doç. Dr. Yıldırım, araştırmasıyla Andronovo Kültürü’nün Türklerin köklerini oluşturduğunu ortaya koydu.
MERT İNAN İstanbul – Türkler’in kökenine “Türk Bozkır Kültürü’nün Doğuşu: Andronovo Kültürü” isimli eseriyle ışık tutan Tarihçi Doç. Dr. Elvin Yıldırım’ın çalışması TÜBA Sosyal Bilimler Mansiyon Ödülü’ne de layık görüldü. Geçen günlerde ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden alan Doç. Dr. Yıldırım, “İlk kez bir Türk tarihçisi olarak Güney Sibirya sahasında araştırmalar yaparak Andronovo Kültürü’nün Türklerin köklerini oluşturduğunu ortaya koymaya çalıştım” dedi.
İLK ANAYURDU
Türkler’in kökeninin M.Ö. 3000 yıl sonunda ortaya çıkan Andronovo Kültürü’ne dayandığını ortaya koyan İstanbul Aydın Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Elvin Yıldırım, Güney Sibirya, Çin, Moğolistan ve Türkistan’daki araştırmaları için sadece Rusya ayağında 1 aylık süreçte 7500 km yol kat etti. Yıldırım, “Andronovo Kültürü, Ural Nehri’nin doğusundan Hakasya’ya kadar uzanan bir alanda M.Ö 2500 ile 1000 yılları arasında varlığını sürdürüyor. Bugün Rusya Federasyonu’na bağlı Hakas Cumhuriyeti’nin başşehri Abakan ve etrafının, yani Minusin havzasının, Türkler’in ilk anayurtlarından olduğunu anlamış olduk” dedi. Doç. Yıldırım, araştırmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Andronovo Kültürü, Hakas Cumhuriyeti’nin başkenti Abakan yakınındaki Andronovo kasabasından geliyor. 1924-1925 arasında Rus arkeolog Teuplahov, kasabanın kilise bahçesindeki mezarda cenin pozisyonunda bir ceset ile çanak, çömlek gibi eşyalar buluyor. Bu bulgulara kasabanın adından esinlenilerek Andronovo Kültürü deniyor. Bu motifleri Türklerin tarih sahnesine çıktığı dönemden itibaren Kazakistan, Kırgızistan, Baykal Gölü, Altay ve Tanrı Dağları’nın yanı sıra Anadolu’da bile görüyoruz. Köklerimiz Hakasya ve Altay Sayan bozkırlarından asırlar içerisinde Anadolu’ya kadar yayılıyor.”
‘ŞAMANLIK YOK’
Doç. Dr. Elvin Yıldırım, “Türkler Şaman değildi. Şamanizm Tunguzca’dır ve bozkırlı Türkler şaman değil, bozkır hayatının gerektirdiği inanışlar çerçevesinde şekillenen bir eski Türk dinine inanıyorlardı. Biz buna gök inanışı veya gök tanrı dini diyoruz. Bu inanış ise evreni tek bir tanrının yaratma ve idare etmesi üzerine kurulu, doğaya şükretme, doğanın verdiği nimetleri özümseme hali olarak bilinir” dedi.
‘EŞİTLİK VARDI’
Türklerin en belirgin özelliklerinin çok güçlü aile bağlarının olası olduğunu söyleyen Doç. Dr. Elvin Yıldırım, “Bozkır kültüründe kadın, erkek arasında mutlak yardımlaşma ve bununla beraber ortak söz hakkı var. Bozkırda tek başına ne erkeklerin ne kadınların hayatta ve ayakta kalması çok güç olduğundan paylaşımcı aile modeli ortaya çıkıyor. Eski Türkler’den itibaren kadınlar da miras hakkı, istedikleri kişiyle evlenme hakkı bulunuyor” diye konuştu.
‘BOZKURT EFSANELERİ, METAFOR’
Doç. Dr. Elvin Yıldırım, Bozkurt efsanelerinin metafor olduğuna işaret ederek, “Kurdun emzirdiği veya kurttan türeyiş gibi destanlar, bir milletin, güçlü bir yol gösterici önderliğinde yeniden hayat bulmasının metaforudur” dedi.
‘TÜRKLER BARBAR DEĞİL’
Doç. Dr. Elvin Yıldırım, araştırmasının detaylarına ilişkin Milliyet’in sorularını yanıtladı.
– Andronova insanlarının Avrupa halklarının kökenini oluşturma ihtimali yok mu?
Andronovo insanının köken olarak İndo-Germen veya Hint Avrupa topluluğu olduğuna dair belge ve kanıt yok. Göktürk mezarlarında yapılan antropolojik çalışmalar sonunda Türklere ait iskeletlerin Andronovo tipi olduğu saptandı.
– Kadim Türkler’e ait kaynaklarımız neden çok az?
Türk tarihi ile ilgili en eski bilgiler ise Çin kaynaklarında yer alıyor. Bunun nedeni ise konar göçer bir topluluk olan bozkırlı Türklerin günlük hayatta yazılı kaynak oluşturmaya çok az ihtiyaç duymaları olabilir. Miladi 8. yüzyıldaki Göktürklere ait Orhun Yazıtları’ndan önce Yenisey, Çoyr ve Bugut gibi yazıtlarda Türk tarihine ilişkin bilgileri görüyoruz.
– Türkler yerleşik yaşama Anadolu’da mı geçebildi?
Batılı oryantalistlerin bize yapıştırmaya çalıştığı ‘Türkler barbar, medeniyet dairesi içinde değil’ iddiasının geçerliliği yok.
– Türk tanımının kökeni ve anlamı nereden geliyor?
Türk kelimesinin kökenine yönelik çok farklı kaynaklarda, farklı tezler söz konusu. Kaynaklarda Türk veya Türük tanımının yanı sıra Togarma’nın Türk kelimesinin en arkaik hali de deniyor. Türk adını kendi kaynaklarımızda en erken olarak 8. yüzyılda Orhun Anıtları’nda görüyoruz.