Türklerin ilk kadın hükümdarı Tomris Hatun Kimdir
Tomris Hatun tarihte bilinen ilk Türk kadın hükümdardır. M.Ö 6. yüzyılda yaşamış, büyük saka hükümdarı Alp Er Tunga’nın torunu olarak bilinir. Persleri büyük bir yenilgiye uğratan Saka Kraliçesidir. İşte Tomris Hatun’un hayatı.
Tomris Hatun
Alp Er Tunga’nın vefatından sonra askeri ve siyasi olarak zayıflayan sakalar, aynı yüzyıl içinde yaşayan Persler ile savaş halindeydi. Perslerin başında dönemin gördüğü en büyük ve en acımasız hükümdarlardan olan Kiros vardı.
Kiros; Medler, Urartular, Manna Krallığı, Lidya Krallığı ve Babil’i ele geçirdikten sonra gözünü kuzeydoğuda bulunan Türk topraklarına dikmişti. Kocasının ölümünden sonra sakaların başına Tomris Hatun geçmişti. Sakaları tekrar bir araya toplamış ve ordusunu güçlendirmişti.
Kiros her ne kadar acımasız bir hükümdar olsa da siyasi oyunlara önem veren birisiydi. Elçilerini Tomris Hatun’a göndererek kendisiyle evlenmesi karşılığında Sakalarla savaşmayacağını öne sürüyordu.
Tomris Hatun ise bu teklifin altında yatan gerçeği görmüş ve teklifi reddetmiş. Tomris Hatun’a göre Kiros’la evlenmesi halinde Türk (Saka) toprakları Kiros’un denetimine geçecektir.
Elçiler Tomris Hatun’un evliliği ret cevabını iletmesi üzerine Kiros hemen Sakalara savaş ilan etti. Kiros, yurdun her yanında topladığı savaşçılarla Saka topraklarına adım attı. Bu sırada Tomris Hatun ordularını ırmağın diğer tarafına geçirmiş ve konumlanmıştı.
Kiros’a bu işten vazgeçmesi için bir mektup gönderdi, ancak Kiros Türk topraklarını takıntısı haline getirmişti ve almadan gitmeyi düşünmüyordu. Tomris Hatun ordusunu geri çekerken tüm kuyuları kapattırmış ve otları kestirmişti. Böylece pers ordusunu yıpratmayı planlıyordu.
Nitekim persler ırmağı geçtiklerinde boş kuyularla ve hayvanlarını otlatamayacakları çayırlarla karşılaştılar. Artık savaş kaçınılmazdı ve Tomris Hatun’un orduları savaşa hazırdı.
İki ordu aralarında birkaç kilometre kalacak şekilde konumlandılar. Havanın kararması üzerine savaşa tutuşmayıp havanın aydınlanmasını beklediler.
Ancak Kiros hain planlarından birini daha gün yüzüne çıkarmış ve tam iki ordunun arasına içinde kadınların, eğlencenin ve tüm gece yetecek kadar şarabın bulunduğu bir çadır kurdurmuştur. Tomris Hatun’un oğlu ve askerleri bu çadırı fark ederek olay yerine gelir, pers muhafızlarını kılıçtan geçirerek içeriye girerler.
Ancak içerisi büyülü derecede çekicidir ve kendilerini bu ortama bırakırlar. Herkes sarhoş olduktan sonra Kiros çadıra bir saldırı gerçekleştirerek çadırda bulunan herkesi öldürür ve Tomris’in oğlu Spargapies’i esir alır.
Seni kana doyuracağım Kiros
Tomris Hatun oğlunun başına gelenleri öğrenince Kiros’a şu mesajı gönderir: “Kana doymayan kanlı katil Kiros, cesaret ile değil hile ile kazandın. Oğlumu bana geri ver, yaptığın bu alçaklığa rağmen seni cezalandırmadan ülkemden çekip git. Eğer bu dediğimi yapmazsan, Sakaların efendisi olarak ant içerim ki seni kana doyururum!”
Kiros gönderilen bu mesaja kulak asmaz. Tomris’in oğlu Spargapies kendine geldiğinde olanların utançlığıyla kahrolur. Ellerinin çözülmesi için yalvarır, elleri çözüldüğünde ise yenilmenin verdiği üzüntüyü kaldıramaz ve intihar eder.
Oğlunun ölüm haberini alan Tomris öfkeden çılgına döner ve yemin ederek tüm ordularına saldırma emri verir. Yeminde: “Kana susamış, katil Kiros! Sen oğlumu mertlikle değil, seni de kendinden geçiren üzüm ile yendin. Ama yemin ederim ki seni kanla doyuracağım!” der.
MÖ 529 şafağının ilk ışıkları ile birlikte harekete geçen Saka orduları pers ordularına yıldırım gibi çarptı. Savaş dar bir boğazda yapılmış ve epey yiğit can vermiştir. Savaşı bizzat kumanda eden Tomris Hatun Turan taktiğini mükemmel zamanlamalarla uygulamış ve o gün şanına yakışır bir zafer elde etmiştir.
Kiros’un ölümü
Savaş sırasında diğer persler gibi Kiros’ta öldürüldü. Bunca masumun ölümünden sorumlu Kiros’un cansız bedeni Tomris Hatun’a getirildi. Tomris derhal Kiros’un kafasının kesilmesini emretti ve kafasını kendi elleriyle kan dolu bir fıçıya atarak şu sözleri söyledi:
“Savaştan zaferle çıktım, ama sen hile ile oğlumu öldürdün. Ben Sakaların Hükümdarı yemin etmiştim, işte yeminimi tutuyorum. Hayatında kan içmeye doyamamış olan sen, şimdi benim elimden kana doyuyorsun!”.